Bildiğiniz gibi kendimi en iyi izah etme yöntemim yazmak... Fakat şu sıralar bendeki "yazmak" eylemi bile çığırından çıkmış ve almış başını bilinmeze doğru gitmiş. İnanın "yazmak" eylemim nerededir ben bile bilmiyorum.
24 Haziran Genel Seçimlerine az bir süre kala artık herkes birbirine "hangi partiye oy vereceksin" sorusunu sormaya başladı. İnsanların kafasında bu soru işareti varken haliyle soru bana da yöneltildi. Bir süre eş dost kendi aramızda siyasal bir polemiğe girince bu kez "gazeteci dediğin tarafsız olmalı" yorumunu aldım. Evet, zaten gerçek bir gazeteci olan herkes tarafsız olmalı. Peki ya hangi durumda ve nerede?
Merhabalar efeeendiim, ben geldim. Kastamonu'ya ait "daş düşebülü, ayı çıkabülü" lafını duydunuz değil mi? "Ayı çıkabülü" kısmını bilmem de bence "daş düşebülü" hemde bizim köy yollarında! Nasıl mı? Hadi gelin seçim öncesi biraz güldüreyim sizi :)))
Yoğunluktan mıdır, kafa dinlemekten midir nedendir bilmiyorum ama uzun zamandır iki kelime yazmayalı çok oldu. Hatta birçok kesim "hayırdır yazmıyorsun, sorun mu var?", "yazmanı bekliyoruz, yaz artık" gibi atıflarda bulununca bende dedim sahalara bi ineyim, bi yoklayayım kimler takibimde diye...
Merhabalar... "Az olsun ama öz olsun" atasözünü birçoğumuz işitmişizdir... Tüm çıplaklığı ile belli bir sözdür bu, anlamına dahi bakmaya gerek duymazsınız. Ben bugünlerde bu atasözünü Karabük için yoruyorum.
Daha iki gün önce "Karabulutlar Karabük'te" başlıklı köşe yazım yayınlanmış, binin üzerinde çok değerli insanlar tarafından okunmuş, ilgi görmüştü... Hepinizin bildiği gibi yazımın sonunda sadece Karabük'ün değil, bu cennet vatanımızın üzerinde dolaşan tüm karabulutların dağılması temennisinde bulunmuştum...